Yücel Paşmakçı Kimdir ve Hayatı.
Benim için yaşamımda ki en büyük değerlerden birisi de bilgisiyle, kültürüyle, eserleriyle ön plana çıkmış, İstanbul beyefendisi Yücel Paşmakçı’yı tanımak olmuştur. Halk müziğimizi belli bir yerden, daha yüksek bir yere gelmesindeki önemli bir şahsiyet. Yaptıkları hizmet ile Türk Halk Müziğimizin gurur kaynağıdır. Kendisine sağlıklı, mutlu yıllar diliyorum. CELAL YILMAZ
-------------------------------------
Saz sanatçısı, derlemeci, radyo programcısı ve koro şefi Yücel Paşmakçı 1935 yılında İstanbul'da doğdu. İlk Okulu Moda ilkokulu’nda okudu. Annesi Fatma Huriye Hanım çocukluğunda piyano çalmış, sonra ut öğrenmişti. Evde de ut çalardı. Eşi ise radyo meraklısıydı. Sesini beğenmediği için lambalı radyoların biri gider, biri gelirdi eve. Akşamları canlı yayınlanan fasıllar kaçırılmaz, klasik müzik programları dinlenirdi. Sünnet hediyesi olarak oğullarına ağız armonikası aldılar. Yücel’in aklı ise izcilikteydi. 1946'da, Yeldeğirmeni Ortaokulu'nu bitirdiği yıl bütün bir yaz cebir kitabındaki problemleri baştan sona üç kez çözdü. Deniz Lisesi sınavını 600 aday arasında 18'incilikle kazandı. Bahriye mektebine 118 numarayla kaydı yapılmıştı ama işler beklediği gibi gitmeyecekti. O dönemini şöyle açıklıyor:
"Okulun ilk iki ayı deneme süresiydi. Memnun olmayan vazgeçebiliyor, yerine yedek listeden biri alınıyordu. Babam her hafta Heybeliada'ya, okulun kapısına kadar benimle gelirdi. Yatılı okula alışamadım. Ailemi çok özledim. Babam mahzun halimi fark etmiş, deneme süresinin son gününde Deniz Lisesi'nden alıp Haydarpaşa Lisesi'ne yazdırdı."
Ortaokulda müzikten "sıfır" alan Yücel, Haydarpaşa Lisesi'ne başladıktan sonra da tüm ilgisini izciliğe yöneltti. Bağlama ve türkülerle tanışmasını da izciliğe borçlu.
Yücel Paşmakçı, ut çalınan, alaturka ve klasik müzik dinlenen bir evde büyüdü.
"Üçüncü sınıftaydım. Bir gün okulda arkadaşım Yıldırım Alpago'yu arıyordum. Odalardan birine kapanmış, çalışıyor. Kapıyı açtım, bağlama çalıyordu. Bağlamayı o gün gördüm, dinledim. Çok etkilendim. Yatılı okuyordu Yıldırım. Babamla konuşup bizim evde kalmasını sağladım. Yaz tatilinde dayımın bir arkadaşından ödünç alıp saz çalmayı denedim. Uzunçarşı'ya gidip bir Ermeni ustadan 12,5 liraya ilk bağlamamı aldım. Eve dönüp 1951 yazı boyunca gece gündüz çalışmaya başladım. Annem, ekmek paranı mı kazanacaksın bu sazla, neden bu kadar çalışıyorsun, diye sormuştu." Bu tutku nedeniyle bir yıl okula gitmedi. Arkadaşıyla çalıştı, yeni türküler öğrendi. Eminönü Halkevi'nde Necati Başara'nın topluluğuna katıldılar. 1954'te liseden mezun olup İktisat Fakültesi'ne girdi. Bu fakülteye iki yıl devam etti ve halk müziğine olan tutkusu nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı.
"Müzisyen olmayı kesinlikle düşünmüyordum.
İstanbul Radyosu saz sanatçısı sınavı açtı. Jüride Mesut Cemil, Muzaffer Sansözen, Cevdet Çağla, Refik Fersan vardı. Paşmakçı, İsparta Zeybeği çalar. 250 kişi arasından seçilen dört genç arasına girer. İki yıl boyunca hem okula gider hem de radyoya. Muzaffer Sarısözen'den, Ahmet Yamacı'dan dersler alır. Her ikisi de nazik, babacandır. Sayelerinde türkülerle gönül bağı daha da güçlenir.
Yücel Paşmakçı, 1954 yılında İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Topluluğunda Stajyer Saz Sanatçısı olarak göreve başladı. Bu tarihte İstanbul Radyosunda oluşturulan ''Yurttan Sesler Topluluğu'' nun kadrosu, 4 ü saz 10 u da ses olmak üzere toplam 14 kişiydi. Bugün 69 üyesi bulunan bu topluluğun o günkü çekirdek kadrosu şu isimlerden oluşuyordu. Halk Müziği Ses Sanatçıları: Selahattin Erorhan, Ahmet Sezgin, Nihat Mercanlı, Rıdvar Cor, Yüksel Özkayhan, Azize Tözen, Fatma Türkan, Neriman Gürpınar, Nasip Cihangir, Birgül Bilgiser. Halk Müziği Saz Sanatçıları: Zekai Beşgül, Orhan Dağlı, Yücel Paşmakçı, Kenan Şavklı. Önceleri Muzaffer Sarısözen tarafından verilen Solfej ve Repertuar dersleri, daha sonra ve uzun yıllar Ahmet Yamacı tarafından yürütüldü.
1956 yılında arkadaşının ricası üzerine gittiği düğünde, sahneden izleyicilere bakarken hayatının aşkıyla göz göze gelecektir. Fatih'ten Üsküdar'a kadar takip edip adresini saptar genç kızın. Birkaç hafta sonra Nuray'a hayatının sürprizim yapar.
1958'de, tezkereyi alıp Hukuk Fakültesi'ne yazılır. Fakat hiç beklemediği anda babası ölür, iki evin geçimi ondan sorulacaktır artık. Radyoyu bırakmaz. Bu arada muhasebecilik yapar, okuldan ayrılıp Eminönü'nde plastik imalathanesi açar, düğme ve ilaç kutuları üretir. Bir yandan da İstanbul Belediye Konservatuvan Halk Müziği icra Heyeti'nde çalışmaktadır.Önündeki 10 yıl, onun için çok zorlu geçecektir. Yine de türkülerden ayrılmaz. Yaz tatillerinde gittiği yerlerde derlemeler yapar.
Yücel Paşmakçı, İstanbul Radyosundaki bu çalışmalarının yanı sıra, 1961-1972 yılları arasında İstanbul Belediyesi Konservatuarı Türk Halk Müziği İcra Heyetinde Halk Müziği Saz Sanatçısı olarak çalıştı.
1972'de, o dönem İstanbul radyosunda Türk Halk Müziği ve Oyunları Şubesi Müdürlüğü'nü yapan Nida Tüfekçi, "Ben Ankara'ya gidiyorum, İstanbul Radyosu'nu sen üstlen" deyince tüm işlerini bırakıp şube müdürü olur. Radyoya yöre ozanları gelmekte, hiç duyulmadık türküler söylenmektedir. Paşmakçı bunları notaya aktarır. Arşiv fişlerinde derleyen bölümüne kendi adı yerine "THM Şubesi" yazar. Sadece radyonun dışında derlediği türkülere imza attığı için, arşivlerde derleyen olarak kendisinin gözüktüğü türkülerin sayısı 400 olarak kalır.İdari görevi devam ederken Yurttan Sesler Topluluğu'nu yönetti ve Repertuar derslerine girdi.
1974 yılında Türk Folklor Kurumu Derneği'nin Genel Başkanlığını üstlendi ve bir buçuk yıl yürüttü.
1975-1976 yıllarında İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarının Kuruluşu ve öğrenime başlaması safhasında Yönetim Kurulu Üyeliğine ve Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
1976 yılında TRT Müzik Dairesi Türk Halk Müziği ve Oyunları Müdürlüğüne atandı. Bu görevini sürdürürken zaman zaman Ankara Radyosu Yurttan Sesler Topluluğunu da yönetti. TRT Kurumunun üyesi olduğu Avrupa Yayın Birliği (EBU) nun Folklor alt çalışma grubunda görev aldı. EBU'nun İsviçre'nin Cenevre kentinde yaptığı toplantılara TRT Kurumunu temsilen iki yıl üst üste katıldı. (1977-1978) Yine aynı yayın birliğince ilki; 1977 yılında ikincisi, 1979 yılında Bulgaristan'ın Yanbol kentinde düzenlenen Rostrum'lara katıldı. 1976 yılında Dışişleri Bakanlığı ve TRT'nin Kıbrıs'ta ortaklaşa düzenledikleri Barış Şenliklerinde Halk Müziği Koro Konserlerini yönetti. Ayrıca, 1966 yılından itibaren TRT Müzik Dairesi Türk Halk Müziği Denetleme Kurulu'nda, 1972 yılından itibaren de bugüne dek Bilimsel Araştırma ve Repertuar Kurulu'nda üye olarak görev aldı. 1979 yılında kendi isteği üzerine İstanbul Radyosu'na tayini yapıldı.
1979'da, Paşmakçı'nın TRT'deki "kızak" günleri gelir. Uzman kadrosuna atanıp, bir kenara bırakıldığı dönemi müthiş bir projeyle değerlendirir: Bu dönemi şöyle aktarıyor:
"1920'lerden 1950'lere kadar Anadolu'dan derlenen 10 bin civarında ezgi TRT arşivinde, balmumu silindirler ve taş plaklarda duruyordu. Ankara Konservatuvan'yla konuşup onların yardımıyla hepsini banda aktardık. Üç yılda bu ezgileri ikişer kez dinleyip notaya geçebilecekleri saptadım. Bazılarını ben notaya aktardım, diğerlerini TRT'nin uzmanları. Bu sayede repertuardaki türküler 5 bini buldu."
Aynı dönemde TRT'nin "diskotek tasfiyesi" operasyonuyla hurdaya satılmak üzere ayrılan eski kayıtlar arasında çok önemli eserler bulur, bunları yeni ses sistemlerine aktarır, yeniden arşivler.
Çalışmalarını Türk Halk Müziği uzmanı olarak sürdürürken TRT Kurumunun muvafakati ile 1983 yılında İ.T.Ü. Türk Musikisi Devlet Konservatuarına Öğretim Görevlisi olarak naklen atandı. 2000 yılı Eylülü'nde emekli olana kadar Temel Bilimler Bölümü THM Ana Sanat Dalı Başkanlığı'nı yürüttü. Bu arada dersler verdi. Memuriyetten emeklilik Paşmakçı'nın öğretme arzusunu tüketmedi. Solfej ve repertuar derslerini Haliç Üniversitesi Konservatuvan ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Konservatuvan'nda görev yaptı. Bursa'da kurduğu ..koroyla konserler verdi. Öğrencilerinin dışında Paşmakçı'nın bağlamasını duyanların sayısı pek fazla değil. Çünkü sadece konserlerde ve arkadaşlarının ailece bulunduğu toplantılarda çalıyor.
Hayatını Anadolu ezgilerini gün ışığına çıkarmaya adayan Paşmakçı repertuar ve üslup bilgisiyle Türk Halk Müziği'nin tartışmasız otoritesi. En zor uzun havalan bile notaya alabilmesiyle ünlü. Bir başka ilginç yönü de, halk müziği sanatçılarının genelde Anadolu yörelerinden çıkmasına karşın, onun dokuz kuşaktır İstanbullu olması.
Hayatı boyunca sadece iki kez gazinoda sahneye çıktı, o da paraya çok ihtiyacı olduğu için. Nedeni, babasının vasiyeti: "Sazınla sarhoş eğlendirme oğlum..."
Bununla birlikte, ramazan hariç, akşamları iki duble "aslan sütü" içmeyi sever. Evine misafirlerin gelmesini, bağlamanın her türüyle birlikte amatörce tambur çalmayı, aile arasındaki sazlı sözlü toplantılar yapılmasını da... Derleme yaparken kurallarını bir yana bırakıp ortama uyar. Bazen bir balıkçı meyhanesinde, bazen bir köy kahvesinde çalar, çevredekileri şevke getirip yöredeki otantik ezgileri toplar. Ünlü türkücülerin ağzından Türkiye'ye marş olan birçok türkü bu çabalar sonucu derlenmiştir. "Bir Fırtına Tuttu Beni" 98 yaşındaki göçmen Fatma Çil'in, "Bir Yiğit Gurbete Gitse" Keskinli bir genci, "Dam Üstüne Çul Serer" Sivaslı aşığın ses dağarcığından çıkar.
Halk müziğimizin değerli sanatçılarından Yücel Paşmakçı, Türkiye'nin çeşitli yörelerinden yaptığı araştırma ve derlemelerle TRT Halk Müziği Repertuarına 300'e yakın türkü ve halk ezgisi kazandırdı.
8. Aydın Doğan Vakfı Türk Halk Müziği dalındaki ödülü Yücel Paşmakçı’ya verildi ( Mart 2004 ).
Derlediği ve notaya aldığı türkü ve halk ezgileri, TRT Müzik Dairesi Başkanlığı'nca bastırılıp çoğaltıldı, konuyla ilgili kişi ve kuruluşlar ile TRT Kurumu Halk Müziği sanatçılarına dağıtıldı. Gerek resmi gerekse özel olarak derlenen bu türkü ve ezgilerin yaprak nota halinde bastırılıp, ''Yurttan Sesler'' adı altında 5 cilt halinde, ilgili kişi ve kuruluşlara dağıtılmasında en çok emeği geçenlerden biri de Yüçel Paşmakçı'dır.
Tuncer İnan, halk müziğimizin en önemli, en önde gelen şahsiyetle ...
1963 yılında Mavi Boncuklar adı ile sahne hayatına başlamıştım. T ...
Yücel Paşmakçı Kimdir ve Hayatı. Benim için yaşamımda ki en büyük ...